Tags

, ,

Geçen gün kaybettiğimiz Marvin Minsky‘nin anısına, 2008’de yazdığı “Matematiği zor kılan nedir” başlıklı yazısının bir kısmını dilim döndüğünce çevirmek istedim. Minsky, Ali Nesin‘in de birçok kez dile getirdiği gibi, Matematik eğitiminin eksiğini, konuya örneklerden başlanmasına ve sistemin yaratıcılığı köreltmesine bağlıyor. Bu yazının sonunda yaratıcılığa nasıl engel olunuyorun cevabı da var.

Matematiği zor kılan nedir?

Neden birçok öğrenci Matematiği zor bulurlar? Öyle sanıyorum ki bu, derse önce örnek ve aritmetik alıştırmalarından başlamaktan kaynaklanıyor. Dolayısıyla yaratıcılığı körüklemekten çok hata yapmayı engellemeye odaklanmaktan ortaya çıkıyor. Birçok öğrencinin bu olumsuz vurgudan ötürü Aritmetiği sevmediğini ve sonrasında teknoloji kokan her şeye karşı gönülsüz hale geldiğini düşünüyorum. Hatta daha uzun dönemli olarak sembolik temsillere karşı bir gönülsüzlüğe neden olduğuna inanıyorum.

Anekdot: Günün birinde çarpım tablosunu öğrenmede sorunu olan çocuğu için bir aile benden yardım istedi. Çocuk bunun çok büyük bir iş olduğundan şikayet ettiğinde ona diyagonal simetriyi açıklamaya çalışıyordum.

Ancak, çocuğun daha büyük bir şikayeti vardı:
“Geçen sene toplama tablosunu öğrendim ve çok sıkıcıydı. Bu sene daha zor bir şeyi öğrenmek zorundayım. Anladım ki bunu bu sene öğrenirsem önümüzdeki seneler daha da zor olanlarını öğrenenmek zorunda kalacağım ve bu saçma şeylerin sonu gelmeyecek.”

Çocuk Matematiği sonu gelmeyen şeyler olarak görüyordu, sürekli alıştırmalar, örnekler… Onu, bundan sonra başka tabloların olmayacağına ikna etmek gerçekten zor oldu.

Bu sorunun üstesinden gelebilmek için bir iskambil destesi hazırladım. Bunların ön yüzünde çarpılacak iki sayı ve arkasında da cevapları vardı. Her defasında bir kart çekilecek, cevabı tahmin edilecek ve eğer doğruysa kart desteden ayrılacaktı. Destenin azalmasına bakarak bir insanın gelişim sürecini gösteren bir tür oyuna benziyordu. Sonunda çocuk heyecanla “bu deste” dedi, “gerçekten akıllı bir öğretim makinesi! Benim bildiklerimi hatırlatıyor, sadece bilmediklerimi soruyor bu yüzden de zaman kazanıyorum.

Ancak daha ciddi problemse çocuğun öğrendiği bu konunun sonucunun ne olacağına dair bir fikri yoktu. Matematik ileride nasıl işine yarayacaktı? Bunu başarmak için hedefleri ya da hırsı ne olmalıydı?

Anekdot: 6 yaşındaki çocuğa 15 ile 15’in toplamını sordum, hemen 30 dedi. Bunu hemen nasıl cevapladığını sordum, “herkes 16 ile 16’nın toplamının 32 oldunu bilir. Bu yüzden her birinden 1 çıkarttım ve sonucu buldum.”

Bildiğimiz öğretmenin cevabı şöyle olur: “Cevabın doğru ancak yöntemin yanlış: Önce 5’leri toplayıp 10 bulmalıydın, daha sonra 0’ı yazıp elde 1 diyeceksin, en sonunda da toplama eldeyi katacaksın.”

Çoğu yetişkinle yarışabilecek düzeyde 2’nin katlarıyla işlem yapıp yakınsamayla sonucu bulması, çocuğu özel kılacak yerde geleneksel tarzın kurbanı yapıveriyor.